Ana Sayfa Manşet Rıza Türmen- Direniş, hakikati söylemeye cesaret edebilmektir

Rıza Türmen- Direniş, hakikati söylemeye cesaret edebilmektir

0
Rıza Türmen-  Direniş, hakikati söylemeye cesaret edebilmektir

ANKARA – Hafıza, hakikat ve hesaplaşmanın önemine dikkat çeken AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, bugün iktidarın hakikat ötesi bir Türkiye yarattığını dile getirerek, “Toplumsal barış için adaleti cezasızlık yerine koymamız, hakikati ortaya çıkarmamız lazım” dedi. Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Halkevleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), “Geleceğin Türkiye’si için Hafıza, Hakikat, Hesaplaşma” konulu konferans düzenledi.  İnşaat Mühendisleri Odası Konge Kültür Merkezi’nde düzenlenen salona, Cumartesi Anneleri, Çorlu Tren kazası, Soma Katliamı, Gezi Direnişi, Roboski Katliamı, Suruç ve 10 Ekim Katliamları, Tahir Elçi, Hrant Dink, Emine Şenyaşar’ın fotoğrafları asıldı.  Tüm gün sürecek konferansın açılış konuşmasını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı Rıza Türmen yaptı. 

 ‘HAKİKATİ ORTAYA ÇIKARMAMIZ LAZIM’

 Aranılan şeyin toplumsal uzlaşı olduğunu ifade eden Türmen, adaletin sağlanması için hakikatin ortaya çıkması gerektiğini dile getirdi. Türmen, “Hakikat olmadan adalet de olmaz. Hakikatin ortaya çıkması için hafıza lazım. Bu üçlü arasında varacağımız hedef toplumsal uzlaşıdır. Herkesin bilmesi lazım ki geçmişimizden kolay kolay kurtulamayız. Geçmişimiz bugünümüzdür. Geçmişimiz geleceğimizdir. Doğru bir geçmişle çocuklarımıza doğru bir gelecek veririz. Geçmişi unutuyorsak, çocuklarımıza doğru bir gelecek veremeyiz” dedi. Türkiye’deki problemin “geçmişle barışmama” olduğunun altını çizen Türmen, “Bugünümüzle de barışamıyoruz. Bugünle barışmak için geçmişle barışmamız lazım. ‘Biz Ermenileri kesmedik, onlar bizi kesti. Kürtler bizim kardeşimizdir, canımızdır. Ama sadece devlete bağlı asimile olmuş Kürtleri severiz’  diyerek yaşamamız mümkündür. Bu, geçmişi inkardır. Geçmişimizi inkar yerine hakikati, cezasızlık yerine adaleti koyamadığımız sürece toplumsal barışı sağlayamayız. Toplumsal barış için adaleti cezasızlık yerine koymamız, hakikati ortaya çıkarmamız lazım” ifadelerini kullandı.

 ‘HAKİKAT ÖTESİ TÜRKİYE YARATILDI’

 İktidarın masalıyla hakikat ötesinin anlatıldığını belirten Türmen, “İktidar, halkı hakikat ötesine inandırma amacını gütmemektedir. Hakikat ile hakikat olmayan sınırını ortadan kaldırmaktadır. Hakikat, iktidarın halkın bilmesini istediği kadardır. Bu Türkiye’deki hakikatin ortaya çıkardığı bir gerçektir. Bunun en iyi örneğini Meclis’te kanun tasarısında görüyoruz. Dezenformasyon Yasası’yla iktidar hakikat ötesi söylemini korumayı amaçlıyor. Buna karşı itiraz sesi yükseltmek gerekir. Halk ancak bildikleriyle bir seçim yapabilir. Bildiklerini böyle sınırlar, iktidarın bilmesini istediklerini sağlarsanız seçim de meşrutiyetini kaybeder. Seçimin meşrutiyeti içinde bu kanun önem taşıyor” dedi. 

 ‘DEVLETİN PARTİLEŞTİĞİ BİR DÖNEM’ 

“Bugün partinin devletleştiği, devletin partileştiği bir dönemdeyiz” diyen Türmen, Türkiye’de suç tanımına değindi. Türmen, “Suçlu ile sorumlu arasında ayrım yapmak lazım. Suç kişiseldir. Suç mutlaka bir eylem, eyleme teşebbüs gerektirir. Sorumluluk eylem gerektirmez. Bir grubun üyesi olmanız hiçbir eylem yapmamanız olmaz. Suçlu kimdir? Sadece emir veren midir? Eylemi yapan mıdır? Yoksa daha geniş bir kitleyi mi kapsar? Suçlu devletin partileştiği bir rejimdir. Suçlu devlet mekanizması içerisinde olan herkestir. Bu mekanizmanın parçası olan herkes suçludur. ‘Ben bilmiyordum, ben orada olduğum için daha az yapıldı’ gibi mazeretler kabul edilemez. Mekanizmanın içerisinde olan herkes suçu paylaşmıştır” şeklinde konuştu.

  ‘CEZASIZLIK ADALETİ KEMİRMEKTE’ ,

Türkiye’de cezasızlık sisteminin halka yansımalarını anlatan Türmen, “Suskunluk belki bir suç değildir. Sorumluluğu paylaşmaya götürür. Direniş çok önemlidir. Direniş, hakikati söylemeye cesaret edebilmektir. Hakikatin üzerine gitmemiz lazım. Türkiye’deki bir başka mesele de cezasızlık. Bu problemin boyutlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında görüyorsunuz. Cezasızlıkla ilgili bir yığın karar var. Cezasızlık yargının suça ortak olduğu anlamını taşır. Gezi’de öldürülen Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz dosyalarına ne oldu. Berkin Elvan iddianamesinde suçlu Berkin Elvan’dır. Cezasızlık Türkiye’de adaleti kemirmektedir. Roboski’ye ne oldu? Cezasızlıkla mücadele aynı zamanda adaletin gerçekleşmesiyle mümkündür” diye belirtti.  Konferans, ailelerin konuşmalarıyla devam ediyor. 

MA  

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here