Çağlayan’daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşma görüldü. Yeniden başlayan davada, duruşmaya katılan 35 kişi ve avukatları, mahkemenin eski kararında direnmesini ve bozma kararına uymamasını talep etti. Duruşmaya, aralarında Cem Yakışkan’ın da bulunduğu tutuksuz bazı sanıklar ile çok sayıda avukat katıldı. CHP’li milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Turan Aydoğan da duruşmayı takip etti.
Duruşmada, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararı okunduktan sonra sanık ve avukatlarına bozma kararına karşı beyanları soruldu.
Cem Yakışkan, Çarşı grubunun 40 yıllık bir taraftar grubu olduğunu belirterek, “Bize bu suçlamaları yönelten hakim ve savcılar neredeler? Biz şu an buradayız. Her zaman haksızlığın karşısında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Van’daki depremden sonra yardım ettiğimiz için Cumhurbaşkanı bize empati ödülü verdi. Defalarca Kızılay’a kan bağışında bulunduk. Gezi Parkı’na katıldık ama bize örgüt suçlaması yöneltilecekse ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ diyebilirsiniz” diyerek mahkemenin kararında direnmesini istedi.
Sanık Arda Mutlu Doğan, “Davayı açan savcı FETÖ’den kaçtı. Burada yargılanmamız garip geliyor” diyerek bozmaya uyulmamasını talep etti. Sanık Ayhan Güner ise Yargıtay’ın kararını doğru bulmadığını söyleyerek, “Deplasmanlarda polis geldi bizden özür diledi. Yaratılan algının sonucu nereye varacak kimse bilmiyor. Mağdur edildik” dedi.
Avukat Devrim Alparslan, “Bayrak yakma olayıyla Çarşı grubunun ne alakası olabilir? Çarşı’nın herhangi bir şiddet olayıyla alakası olmadığı, görüntü kayıtlarıyla tespit edilmiştir. Sadece yürüyüş yapan bir gruba, terör örgütü muamelesi yapılmak isteniyor. Oysa Çarşı grubu nerede bir yardım konusu varsa orada olmuştur. Çarşı grubu terör örgütü ise 19 yıl milletvekilliği yapmış Binali Yıldırım neden ziyaret etti? Çarşı yasadışı bir örgüt değildir. Vicdani bir topluluktur. Çarşı bu ülkenin yüz akıdır” dedi.
Avukat Ali Rıza Dizdar da Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararından utanç duyduğunu belirterek davanın polis fezlekesini ‘Fetullah Gülen taraftarlarından olan Nazmi Ardıç tarafından yazıldığını’, bu kişiler tarafından Çarşı grubunun ‘menfaat örgütü’ olarak yansıtıldığını ifade etti. Dizdar, “Hem terörist diyorsunuz hem de Beşiktaş Spor Kulübü bünyesindeki grup diyorsunuz. Dosyada Türk bayrağı yakılmasından söz ediliyor. Türk bayrağı başımızın tacı, amblemimizde tek bizde var” şeklinde konuşarak eski kararda direnilmesini talep etti.
Avukat Ersan Şen ise, “Finans kaynağı olduğu iddia edilen Osman Kavala ve Taksim Dayanışması olarak bir kısım isimlerin geçtiği kişilerin nasıl olup da bu birlikteliği sağladığı anlatılmamış ve illiyet bağı kurulmamıştır” diyerek bozma kararına uyulmamasını talep etti.
Sanıkların ve avukatların beyanlarına rağmen mahkeme heyeti, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin bozma kararına uyulmasına hükmetti. Heyet, sanık avukatlarına Çarşı davasının Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilmesi hususunda yazılı beyanda bulunmaları için süre verilmesine, birleştirme hususunda muvafakat verilip verilmeyeceği hususunun celse arasında değerlendirilmesine de karar verdi. Gelmeyen sanıkların zorla getirilmesine hükmeden heyet, Cumhurbaşkanlığı avukatının katılma talebinin de kabulüne karar verdi. Duruşma, 8 Ekim tarihine bırakıldı.