Röportaj Yazı Dizileri

SÖYLEŞİ DİZİSİ [2] | Çorlu Tren katliamında hayatını kaybeden 14 yaşındaki Bihter’in annesi Zeliha Bilgin ile konuştuk: “Mezarlıklar evimiz oldu!”

Bu söyleşi 8 Temmuz 2018’de Çorlu Tren katliamında Emel ve Derya adlı kardeşleri ile 6 aylık yeğeni Beren’i ve 14 yaşındaki evladı Bihter’ini kaybeden bir ablanın, teyzenin, annenin feryadıdır…

Zeliha Bilgin, Emel ve Derya’nın ablası, Beren’in teyzesi, Bihter’in annesi…

Bihter, trende teyzeleri Emel Güvenç Duman (36) ve Derya Güvenç Kurtuluş (30), Beren Kurtuluş(6 aylık) ile birlikteydi. Teyzelerinin elinde büyüyen Bihter, hayata da onlarla birlikte veda etti.

Bihter Bilgin

“MEZARLIKLAR EVİMİZ OLDU”

Zeliha Hanım 2018 Çorlu Tren Katliamı size belki de acıların en büyüğünü yaşattı. Nerden ve nasıl başlamak istersiniz?

Kocaman bir aileydik, her zaman beraberdik, birlikteyken çok mutluyduk. Biz dört kız kardeştik ben Emine, Emel ve Derya. Emel ve Derya’yı bizden aldılar Emine ile ben kaldım. Annemin babamın yüreği yangın yeri… İki evlat iki torun yitirdiler. Bihter diğer kuzenleri gibi her zaman büyük ve kalabalık bir ailenin avantajını yaşadı. Bizim bir araya gelmemiz için öyle özel bir güne gerek yoktu. Biz bir aradayken günler ya bayramdı, ya seyran. Çocuklarımız da bizim gibi çok bağlıydılar en iyi arkadaşları kuzenleriydi. Babamın kocaman bir merası vardı, köy hayatının tüm güzelliklerini yaşadık ve babam istedi ki torunlarının da mutlaka bir köyü olsun. Ama çok gördüler iki evlat iki torun yitiren babam bütün hayvanlarını sattı, evini mezarlık, mezarlığı evi yaptı. Biz kardeşlerimle bugüne kadar uçan bir kuşun bırakın kanadını kırmayı, yerdeki papatyayı bile alıp dokunamadık. Bize her can çok kıymetlidir diye öğretildi, çocuklarımızı da böyle büyütmek en büyük isteğimizdi. Bebeğini emzirdikten sonra sütünü sağıp poşetlerde dondurup lösemi tedavisi için hastanelerdeki çocuklara gönderendi benim kardeşlerim, şimdi biz onlarsız kendi acımızı sağmaya çalışmaktayız.

Derya ve Beren Kurtuluş — Emel Duman

“SEVGİYLE, TUTKUYLA, AŞKLA GEÇEN BİR ANNE-KIZ İLİŞKİMİZ VARDI”

Peki Bihter?

Beklemediğim bir zamanda Bihter’e hamile olduğumu öğrendim. Yedi ay boyunca doktorlar erkek dediler, sonra kız olduğunu söylediler. Bihter’in gelişi sürprizdi gidişi de öyle oldu. 14 yıl ben bir hediyeyle bir sürprizle yaşadım.

21 Mayıs 2004’te dünyaya geldi. Abisi Batuhan 6 yaşındaydı. Tam abinin ilkokula başlayacağı yıldı evde küçük bir bebek ve bir ilkokul öğrencisi nasıl üstesinden geleceğimi bilemiyordum. Ama Bihter öyle sakin öyle yavaş bir bebekti ki küçücükken bile kendi kendine oyalanırdı, kendi kendine uyurdu. Tek bir gün üzseydi keşke de onu hatırlasaydım tek bir gün kırsaydı da kalbimi, aklıma onu getirseydim. Ama yok 14 yıl sevgiyle, tutkuyla, aşkla geçen bir anne kız ilişkimiz vardı. Türkiye’de gitmediğimiz yer yoktu. Gezilere, turlara katılmayı çok severdik. Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak bizim için en büyük keyifti.

2000 kişilik bir okulda okudu; idaresinden tutun öğretmenleri, arkadaşları hepsi Bihter‘i çok seviyordu. “Bitter çikolataydı” lakabı. 2018’de ortaokuldan mezun oldu yüzdelik dilimi çok iyiydi, Fen Lisesi tercih etmesini bekliyorduk biz de öğretmenleri de. “Annişkom senden uzağa gidemem ki” dedi. Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesini yazdı ve tek tercih yaptı “Benim hayalim bu okul.” dedi. Katliamdan 20 gün sonra telefonum çaldı Bihter Bilgin okulumuzu kazandı fakat hala kayıta gelmediniz dediler. “Bihter cenneti kazandı biz kaydı oraya yaptırdık dedim…”

Kardeşlerimi, kızımı ve yeğenimi ihmal sonucu kaybetmek çok ağrıma gidiyor. Yaşananların bir “kaza” olduğunu kimse bana söylemesin. Bizi dinlemek istemeyenlerin, acımıza ortak olmak istemeyenlerin uydurduğu bir kılıftır “kaza” kelimesi.

Çorlu’da bir katliam yaşandı 25 can gitti hızlı tren adı altında ölümler hızlandırıldı. Ben kardeşlerimi, kızımı, yeğenimi kendi ellerimle yıkadım, kendi ellerimle kefenledim, toprağa koydum öpe koklaya… Seve dokuna… Benim ahım, annelerin ahı onları rahat bırakmayacak. TCDD hesap verecek!

Bihter Bilgin

“ÖLÜLER MORGA SIĞMAMIŞ”

Bize o günü anlatabilir misiniz?

Kızlar o gün kendi çocuklarını ve Bihter’i aldılar gezmek istediler, tren yolculuğunu keşfetmek istediler. Dönüş yolunda yaşanan facianın olacağından habersizdik. Bir telefon geldi, tren kaza yapmış diye hemen ben eşim kardeşlerimin eşleri olay yerine gittik. Can pazarı neydi ben o gün orda gördüm. Arazi dik, ulaşılmaz normal araçla mümkün değil yani. Ambulanslar dört kilometre uzakta bekliyor köylüler yaralıları ambulanslara taşıyor, nerden tutsam nerden baksam elimde kalıyordu her şey o güne dair. Hastane hastane gezdik, yok bulamadık, tekrar olay yerine geldik yok. Sonra Şehir Hastanesine gelin dediler her şey bir umut nere derlerse oraya gidiyoruz. Gece saat 23.00 civarı Batuhan öğreniyor Bihter’in öldüğünü ne yapmış etmiş morga girmiş. Baktım Batuhan ağlıyor dudaklarını okuyorum “ölmüş” diyor. ‘Kim öldü Batuhan?’ diye soramadım. Evladımı gösterin diye haykırdım. Ne morg bilirim ne adliye bilirim ne mahkeme bilirim ben. O günden sonra hepsini öğrendim, TCDD bize hepsini sırayla öğretti. Sonradan öğrendim ki Batuhan o anda ölmek istemiş! Benim Bihter’in öldüğünü öğrendiğim anımı görmesin diye. “Siz çok iyi bir ikiliydiniz anne” dedi, “Sana nasıl söylerdim bunu? Girdim kuzumun yanına her zamanki naifliğiyle gülümsüyordu, buz gibi olan yanaklarını öptüm, kokladım… Dar uzun bir oda… Bihter, Derya, Emel, Beren… Dördü de orda poşetlerin içinde üst üste… Morga sığmamış ölüler, yerlerde, kıyamet o gün koptu benim için. üç yıldır o görüntülerle yaşıyorum. Yeşil reçeteyle satılan ağır anti depresanlar kullanıyorum, kullandığım ilaçlar bağırsaklarımda ciddi tahribat yaptı iki kere ameliyat oldum. Kısacası hayatımızın altı üstüne geldi. Ta ki 2021’in 17 Mayıs’ına kadar… Babaanne oldum. Bartu dünyaya geldi. Bartu babasıyla aynı gün dünyaya geldi evet belki halasını hiç tanımayacak ama Bartu bize Bihter’in gönderdiği bir sürpriz ben öyle görüyorum, öyle olsun istiyorum.

“SANIKLAR BİHTER’İN PARÇA PARÇA OLMUŞ PANTOLONUNA BAKARAK BANA GÜLDÜLER”

Zeliha ve Bihter Bilgin

Mahkeme süreci ve bilirkişi raporları şu an için ne durumda?

İlk mahkemede aileler çılgına döndü, ben elimde Bihter’in kaza günü üstünden çıkan pantolonunu aldım, gittim. Sanıklar güldüler bana, elimde parça parça olmuş pantolona bakarak güldüler. Öfkeden deliye döndüm. Sonra ilk bilirkişi raporu yağmuru suçlu gösterdi… Çok yağmış meğerse o gün. Hani yağmasa tren devrilmeyecek. İstediler ki Pamukova’yı akladık Çorlu’yu da hallederiz. Yokkk yokkk… Bu sefer öyle değil, bu sefer öyle olmayacak. Çorlu kaza değil katliam biz aileler de kararlıyız bunu anlatmaya. Görmeyen göz duymayan kulak kalana kadar anlatacağız, pes etmek mümkün değil. 25 kişiye söz verdik biz cansa can belki de ama asla geri dönmek yok.

İkinci bilirkişi ekibi geldi, tabi hepimiz tüm kayıp aileleri orada ama bizi almadılar, jandarma yaklaşmamıza asla müsaade etmedi. Öyle bir arbede çıktı ki orda kardeşim Emine’nin ayağı kırıldı. Ama ben ne yapıp edip ekibe ulaştım, bunu nasıl yaptım o kadar engelin, barikatın arasından nasıl yanlarına gidebildim ben de bilmiyorum. Onlara yalvardım, evladımı, kardeşlerimi, yeğenimi benim bu tren aldı, ihmal var, örtbas etme var, yapmayın ne olur adil olun dedim. Bunu onlardan evlatlarının hatırı için istedim. Ve bilirkişi heyeti TCDD’yi kusurlu buldu, mahkeme heyeti raporu kabul etti ve tam 17 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu, şimdi söz savcıda. Mahkeme eylül ayında. Sadece buna odaklandık, tüm aileler, avukatlar, gönüllü avukatlar, siyasi partiler, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları… saymakla bitiremem. Arkamızdaki desteğimiz çok ama çok büyük. Eğer bu bir savaşsa TCDD duysun sesimi bu savaşı biz kazanacağız. Çünkü biz bu kazadan sonra kendimizi tanıyıp tanımadığımız tüm insanlara karşı borçlu hissediyoruz. Yaşayanlara da borcumuz var o trende yitip giden canlarımıza da.

“İKİ YIL BOYUNCA TCDD’DEN KİMSE BİR KERE BİLE ARAMADI, SONRA ‘NE KADAR İSTERSİN’ DİYE PAZARLIĞA GELDİLER”

Peki TCDD tazminat konusunda bir girişimde bulundu mu?

 Tabir eğer uygun düşerse “TCDD köşeye sıkıştı”. İki yıl biz de dahil hiçbir aileyi aramadılar, sormadılar, taziyeye gelmediler ola da gittikleri aileler varsa da onlara yaşınız genç bir çocuk daha yaparsınız dediler.

Biz kedimizi, köpeğimizi kaybetmedik bu kazada. Velev ki kedi de köpek de bir can ne olur yanlış anlamayın ben 14 yaşında evladımı hayalleriyle, gelecek hedefleriyle gömdüm mezara. Ne oldu peki iki yıl sonra? TCDD evladın için ne kadar istersin dedi pazarlığa girişti. Benim evladımın saçına siz dünyaları verseydiniz değişmezdim. Ben nasıl diyeyim ki şu kadar ya da bu kadar. Ben bu kirli pazarlığın ortağı olmayacağım. Benim maddi ya da manevi bir tazminatla acım dinmeyecek, Bihter geri gelmeyecek. Ben o 17 kişinin hapse girmesini, ceza almasını istiyorum. Ben adaletin yerini bulmasını benim canımı yakanların bir daha kimsenin canını yakmaya cesaret edememelerini istiyorum. İnsan hayatının kıymetli olmasını istiyorum bu ülkede.

Kemal -kaza olduğunda 3 yaşında olan yeğenim- trenden yaralı çıktı, annesini ve kardeşini kaybetti. Büyüyünce “Teyze neden hesap sormadınız annemi, kardeşimi alanlardan? demesin diye bu savaşı veriyorum.

Trenin devrilmesi esnasında, sonrasında kurtarma çalışmalarında Sarılar Köyü halkı çok destek oldu, maalesef tren onların tarlalarını da kullanılamaz ekilemez ürün toplanamaz hale getirdi ve çok ciddi bir kayıpları oldu. Günler sonra toplandık gittik kayıplarınızı ödemek için geldik, mahsulünüzün tutarı neyse onu karşılamaya geldik, dedik. “Bizim hakkımız helal olsun” dedi Sarılar köyü halkı keşke giden tarla olsaydı dediler. Bize insanlığın ölmediğini, yardımlaşmanın, dayanışmanın hala devam ettiğini hatırlatan Sarılar Köy Halkına sözümüz var. Önce insan…

Haklı davanızda yanınızdayız size sonuna kadar desteğiz. Sesinizi duyurmak için verdiğiniz fırsata teşekkür ederiz.

Ben çok teşekkür ederim tüm aileler ve kendi ailem adına. Bilsinler ki Çorlu’ya giden adalet havalandı ve çok yakında yerini bulacak, yuvasını yapacak.

Bihter ile diktiğimiz bir dut ağacımız vardı ve Bihter 14 yaşındayken ölüme gittiğinde o yıl 14 tane dut veren ağacın gölgesinde ben Bartu’yu büyüteceğim. Acım hiç dinmeyecek, ama adaletin yerine geldiğini görmek huzurumu yeşertecek.

Aileler anlatmaya biz de yazmaya devam edeceğiz.

Söyleşi Dizisinin birinci bölümüne buradan ulaşabilirsiniz

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir