Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
Akarsuyun
Meyve çağında ağacın
Serpilip gelişen hayatın düşmanı…
Nazım Hikmet
BM İklim Konferansının paylaştığı verilere bakarak, atmosfere salınan karbon eşleniği sera gazlarının artışı nedeniyle, eğer karbon salınımını azaltıcı radikal bazı önlemler alınmazsa yakın zamanda gezegenimizin sonunun geleceğini söylüyorlar. En yoğun kirleticilerin kömürlü termik santraller olduğu da söyleniyor. Bu kömürlü termik santrallerin üç tanesi de Muğla’da. Bu santraller, havasından suyuna, toprağına varıncaya kadar yakın çevrelerini zehirliyor ve insan dahil tüm canlıların hayatını kısaltıyor, türleri azaltıyor. Sadece yakın çevresini değil, Datça dahil tüm Muğla, Türkiye, Yunanistan ve hatta Mısır’a kadar büyük bir alanı da dolaylı olarak zehirliyor.
Muğla’daki 3 termik santralin ürettiği elektrik, Türkiye’de üretilen toplam elektrik enerjisinin yüzde birbuçuğu kadar. Yani bu 3 termik santralin kapatılmasının enerji arzı açısından ehemmiyeti yok! Ayrıca bu santraller için kapatma davaları açılmış ve hem idare mahkemelerinden ve hem de AİHM’den kapatma kararları da çıkmış; ama heyhat, adalet mekanizmasına çomak sokuluyor; karar uygulanmıyor!
Kömürün ve kömürlü termik santrallerin gerçek bedelinin ne olduğuna dair CAN Europe / Avrupa İklim Eylem Ağı tarafından fonlanan ve aralarında Tabip Odası, Çevre Mühendisleri Odası, 350.0rg, MUÇEP’in de olduğu birçok kuruluş tarafından desteklenen Kömürün Gerçek Bedeli (komurungercekbedeli.org) adlı rapor Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel ve arkadaşları tarafından hazırlandı (bkz: https://www.komurungercekbedeli.org/). Rapor, kömür madenlerinin ve termik santrallerin Muğla’ya, insanlara, hayvanlara, bitkilere, tüm doğal varlıklara, tüm Gezegene verdiği zararları detayları ile yazmakta.
Deniz Gümüşel’in kömür ve kömürlü termik santraller üzerine sunumlarından birini de Kömürlü Termik Santralleri Durduralım Sunum: Deniz Gümüşel İklim ve Çevre Politikaları Uzmanı – YouTube (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=sfz6o0VXcIU) adresinde bulabilirsiniz…
Ey Datçalı ey Datçalı, kıtlık vakti yaklaştı…
Ama nüfus artışı, ama yağışların azalması ve yeraltı kaynaklarının tükenmesi ile yakın gelecekte Datça’yı büyük bir su kıtlığı bekliyor! Datça’da son birkaç yıldır çalışan bir Su Çalışma Grubu var. Datça için oldukça detaylı bir su raporu hazırladılar. Birçok defa paylaştılar, mutlaka okunması, kafa yorulması, birlikte çareler aranması lazım (bkz: Su Dostu Datça – Datça Kent Konseyi Su Çalışma Grubu: Datça Su Raporu (sudostudatca.blogspot.com) http://sudostudatca.blogspot.com/p/datca-su.html).
Rapordan da görülebileceği üzere Datça’nın su varlığı artık yetmiyor. İçilecek su kaynaklarımız azalıyor, tuzlanıyor, yok oluyor. Datça’nın kapısını çalan su kıtlığı, Bodrum’un, Milas’ın, Menteşe’nin… hatta kaynaklarının kendine yettiğini sandığımız tüm Muğla’nın kapısını çalıyor…
Termik Santraller ne kadar su tüketiyor?
Muğla’da suyu konuşurken de yine termik santrallere açılıyor kapılarımız! Havamızı, toprağımızı, suyumuzu ve tüm doğal varlıkları zehirlemesinin ötesinde, termik santraller canlı yaşam için olmazsa olmaz olan suyumuzu, termik santrallerin soğutulması amacıyla bitiriyor. Giderek kıtlaşan suya üstelik mevcut kaynakları da kirletmek pahasına ortak oluyor. 2019’da Yatağan Santralinin kapatılması için açılan davanın duruşmalarında ortaya dökülen bir protokole göre (bkz: http://ozerakdemir.blogspot.com/2019/07/) DSİ’nin, Yatağan Termik Santralinin kullanması amacıyla Dipsiz Kaynakları’ndan çekilerek soğutma ihtiyacını karşılamak üzere 10 yıl süreyle saniyede 650 litre suyun kullanımını İşletmeye kiraladığı öğrenilmişti. Yine DSİ ile yapılan protokole göre Yatağanlıların su ihtiyacı içinse bu kaynakların sadece saniyede 50 litrelik kısmı yeterli görülmüş. Yani 45bin nüfuslu Yatağan’ın kentsel su ihtiyacının 13 katı Yatağan Termik Santraline tahsis edilmiş. Yatağan Termik Santrali 630 MW kapasiteye sahip. Kemerköy Termik Santralinde 210 MW’lık 3 ünite, Yeniköy Termik Santralinde 210 MW’lık 2 ünite bulunuyor. Demek ki Muğla’daki termik santrallerin toplam gücü 1710 MW. 630 MW’lık Yatağan Termik Santraline soğutma amacıyla saniyede 650 litre su gerektiğine göre, basit bir hesaplamayla toplamı 1710 MW’lık güce sahip 3 santralin yaklaşık 1.5 milyon insanın su ihtiyacından çalmakta olduğunu hesaplayabiliriz.
Sağlıkçılar, sağlıklı bir insanın günlük su ihtiyacının 140 litre civarında olduğunu söylüyor. Türkiye’de kentlerde kullanılan su, bu miktarın üzerinde: TÜİK, Belediyelere göre içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarını 224 litre olarak hesaplıyor. Üç büyük şehirde ise çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı İstanbul için 189 litre, Ankara için 239 litre ve İzmir için 208 litre olduğu görülüyor (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Belediye-Su-Istatistikleri-2018-30668). Kabaca su kullanımı ortalaması kişi başı günlük 200 litre olarak alınabilir.
Termik santrallerin soğutulması için büyük miktarlarda su kullanıldığını söylemiştik. Mühendislik hesaplamalarında 1000 MW’lık bir Termik Santral için 800 ila 1000 L/s, yani günde 70 ila 100bin ton su gerektiği söylenmekte. Normal sağlıklı bir insanın ortalama 140 L/gün su tükettiği varsayılırsa, 1000 MW’lık bir termik santralin, yaklaşık 500 ila 720bin insanın günlük ihtiyacı kadar su tükettiği görülecektir. Muğla’daki 3 termik santralde 1710 MW’lık bir kurulu üniteden söz ettiğimize göre yaklaşık 850bin ila 1milyon 200bin insanın su ihtiyacı heder edilmektedir.
Sıfır gününü yaşamamak için günde 25 litre suya mahkum olanlar da var
Ancak televizyonlarda “25 Litre Belgeseli”nde de sık sık izlediğimiz gibi önümüzdeki yakın gelecekte su fakiri ülkelerde kişibaşı 25 litreye göre su ihtiyacı belirlenmekte: “Cape Town’un tamamen susuz kalmaması, yani Sıfır Gününü yaşamaması için, güvenlik güçleri 200 su toplama noktasını kişi başı en fazla 25 litre su alabilecek şekilde kontrol edecek. Susuzlukla karşı karşıya kalan Cape Town kentinde, Güney Afrika’da polis ve ordu su toplama alanlarının korunması için görevlendirildi” ( bkz: https://m.bianet.org/bianet/dunya/193808-gunluk-25-litre-su-siniri-asilirsa-cape-town-nisan-da-susuz-kalacak).
Doğu Eroğlu da, termik santraller hakkında yaptığı belgesellerle tanınan çevre gönüllüsü bir belgeselci. Kıyamet Saati isimli termik santrallerin zararlarına ilişkin bir dizi belgesel filmi var (bkz: https://mucep.org/kiyamet-gunu-saati-3/). Doğu Eroğlu hesaplamalarını daha dramatik olarak yapıyor. Kemerköy Termik Santrali suyunu denizden karşılıyor. Bilindiği gibi deniz suyunun arıtılması süreci deniz varlıklarına, doğaya zarar veriyor. Doğu Eroğlu, hesaplamasına Kemerköy Termik Santralini dahil etmiyor. Doğu Eroğlu’nun hesaplamasına göre de Yatağan ve Yeniköy Termik Santrallerinin yıllık su tüketimi 25 milyon ton olarak hesaplanmış ( Doğu Eroğlu bir insanın su ihtiyacını, günlük en az 25 litre üzerinden hesaplamakta)…
Muğla’nın nüfusunun bir milyonun az üstünde (1.021.000) olduğunu düşündüğümüzde, bu santraller devre dışı kaldığında; başka hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan, mevcut suyu taşımak suretiyle tüm Muğlalılar su ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilecektir. Bu durumda her birinin doğal varlıklarımıza sayısız zararı olan (baraj, desalinasyon vb. gibi) yeni projeleri bugünden hayata geçirmenin de bir gereği kalmayacaktır.
Sahi bu kömürlü termik santraller hala neden kapatılmıyor?
Aydın Bodur