CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır”Türkiye, asbest ve radyoaktif madde çöplüğü değildir. Bomba gibi olan bu gemiyi İzmir’e istemiyoruz”

Telgraf Haber :CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, gövdesinde 600 ton asbest barındırdığı belirtilen Brezilya Donanması’na ait eski uçak gemisinin söküm için İzmir’in Aliağa ilçesine getirilecek olmasına tepki gösterdi. Bayır, “Türkiye, asbest ve radyoaktif madde çöplüğü değildir. Bomba gibi olan bu gemiyi İzmir’e istemiyoruz” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, gövdesinde 600 ton asbest barındırdığı belirtilen Brezilya Donanması’na ait eski uçak gemisinin söküm için İzmir’in Aliağa ilçesine getirilecek olmasına tepki gösterdi. Bayır, “Türkiye, asbest ve radyoaktif madde çöplüğü değildir. Bomba gibi olan bu gemiyi İzmir’e istemiyoruz” dedi.

Brezilya Donanması’na ait NAe Sao Paulo isimli uçak gemisinin söküm için İzmir’in Aliağa ilçesine getirilecek olmasına tepkiler sürüyor. CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, gövdesinde 600 ton asbest olduğu belirtilen gemiyi İzmir’de istemediklerini belirterek, “İzmir’de çevreciler, halk ve bu kenti seven herkes, ‘Mevcut iktidar İzmir’i cezalandırıyor mu?, Neden İzmir?’ diye düşünüyor. Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için üretildiği ülkeler dahil Avrupa’da hiçbir ülkenin kabul etmediği bu bomba gibi olan gemiyi İzmir’de istemiyoruz” dedi.

“İNSANLARIN CANINI SOKAKTA BULMADIK”

Kanserojen bir mineral olan asbest barındırdığı belirtilen geminin, mayıs ayı içerisinde İzmir’de olmasının beklendiğini dile getiren CHP’li Bayır, şunları söyledi:

“Bu geminin neden Aliağa’ya geldiğini Çevre Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a 7 soruyla sorduk. Yirmi dört milletvekili arkadaşımızla birlikte meclise araştırma önergesi verdik. Önümüzdeki günlerde önergeye cevap alıp almayacağımızı da öğreneceğiz. Bana göre konu çok ciddi. 600 ton asbest yüklü bu geminin sökümü her ne hikmetse Aliağa’da yapılmak isteniyor. Herkes şunu bilsin ki Türkiye asbest ve radyoaktif madde çöplüğü değildir. Avrupa’nın çöp deposu da değildir. Biz İzmir’de, Türkiye’de insanların sağlığını sokakta bulmadık. Bir taraftan salgını atlatmak için uğraşıyoruz, bir taraftan da hastalığa davetiye çıkartıyoruz” dedi.

Rize’nin İkizdere İlçesi halkı, taş ocağına karşı direniyor

Rize’nin İkizdere İlçesi halkı, yapımına başlanacak olan taş ocağını önlemek için sabah saatlerinden itibaren vadi girişini kapattı. Köylüler, bölgeye gönderilen jandarmalar tarafından engellendi. Köylülerle, jandarmalar arasında zaman zaman arbede yaşandı.

Küçük üretici isyanda”Yem sanayi malı, süt enayi malı”

Haber Telgraf:Ulusal Süt Konseyi, çiğ süt fiyatlarına 10 kuruş zam yaptı. Sütçüler 10 kuruşluk zamma tepki gösterdi. Mustafa Tekel, “Amacınız küçük çiftçiyi bitirmekti. Sayın devlet büyüklerim bitirdiniz, başardınız. Biz çapaya gitsek bundan daha iyi” derken çiftçi Mehmet Kani, “Bir duyduk şu 10 kuruşu vermişler bize. Ama 15 – 20 günde iki defa zam geldi yemlerimize. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk çiftçiyi milletin efendisi yapmıştı. 18-19 yıldır bizleri yöneten AK Parti köleleştirdi” dedi. 

DİLAN KUTLU

Ulusal Süt Konseyi, çiğ süt fiyatlarına 10 kuruş zam yaptı. Sütçüler 10 kuruşluk zamma tepki gösterdi. Mustafa Tekel, “Amacınız küçük çiftçiyi bitirmekti. Sayın devlet büyüklerim bitirdiniz, başardınız. Biz çapaya gitsek bundan daha iyi” derken çiftçi Mehmet Kani, “Bir duyduk şu 10 kuruşu vermişler bize. Ama 15 – 20 günde iki defa zam geldi yemlerimize. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk çiftçiyi milletin efendisi yapmıştı. 18-19 yıldır bizleri yöneten AK Parti köleleştirdi” dedi. 

Çiğ süte 3 ayrı referans fiyat belirleyen Ulusal Süt Konseyi, 1 Mayıs-30 Haziran 2021 tarihleri arasında yağ değeri 3.50 ve üzeri olan A sınıfı çiğ sütün litre fiyatını 2,90 lira olarak belirledi. Yem fiyatlarındaki artışlara rağmen 10 kuruş zam yapılması dikkat çekti. İzmir’de besicilik ve süt üretimi yapan çiftçiler yem fiyatlarındaki yüksek zamlara karşılık 10 kuruşluk süt zammına isyan etti. ANKA Haber Ajansı’na konuşan süt üreticileri tepkilerini şöyle dile getirdi:

Mustafa Tekel (İzmir Kiraz Karaburç Köyü): Hayvancılıkla uğraşıyoruz. Süt işi yapıyoruz. Amacınız küçük çiftçiyi bitirmekti. Sayın devlet büyüklerim bitirdiniz, başardınız. Biz çapaya gitsek bundan daha iyi. Yemin torbası 145 lira olmuş. Süt 2 lira 80 kuruş. Birkaç gün önce süte zam geldi 10 kuruş, yeme geldi 10 lira. Biz nasıl çıkacağız bu işin içinden. Yapmayalım, bırakalım, kapatalım. Haziran ve Temmuz’da yatacak olan param (borcum) var benim hayvanlarımın çoğu gebe. Parayı bulamayınca ne yapacağız. Biz bu gebe hayvanları keseceğiz bunun günahı ben miyim şimdi?

Mehmet Kani (İzmir Kiraz ilçesinde çiftçi): Ulusal Süt Konseyi toplanmaya başlamış dün. Bir duyduk şu 10 kuruşu vermişler bize. Sanki sadaka veriyorlar. Biz Ocak ayında 50 kuruş almıştık. Ama 15-  20 günde iki defa zam geldi yemlerimize. Gelen zamlar şu gördüğünüz elektrik parasını ödemiyor. Müjde olarak bir de televizyon da gördük sabah. Ama yemler dedin mi, haftada 2 lira 3 lira geliyor zam. Şu an 141 lira 50 kuruş oldu süt yemi. Cumhuriyet tarihi boyunca çiftçi bu kadar kepazelik görmedi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk çiftçiyi milletin efendisi yapmıştı. 18-19 yıldır bizleri yöneten AK Parti köleleştirdi. Venezüella’dan peynir gelirse sütün olacak durumu bu.

pano Anka

“YEM SANAYİ MALI SÜT ENAYİ MALI”

Cihan Kazanlık (İzmir Kiraz ilçesinde üretici ve veteriner hekim): Yem sanayi malı, süt enayi malı. Sahadaki sorunları çok iyi bilen biri olarak hayvancılığın batma noktasına geldiğini sizlere söylemek istiyorum. 2020 yılının Nisan ayında yem fiyatları 80 lirayken dolar 6 liraydı. Dolar 8 liraya çıktı diye yem fiyatlarını 138 liraya çıkardılar. Sonrasında dolar düştü, yem fiyatları olduğu yerde kaldı. Şimdilerde dolar tekrar çıkıyor diye, yem fiyatlarına 10’ar lira 10’ar lira zam yapıyorlar. Yem şu an 140 lira bandına dayandı. Süt hayvancılığı, besi hayvancılığı para etmiyor. Az süt veren hayvanlar kesime gönderiliyor. Böyle devam ederse süt sağacak hayvan bulamayacağız.  Tüketiciler diyecek ki, ‘Biz sütü zaten pahalıya alıyoruz. Daha ne kadar pahalı olabilir.’ Biz sütü 2 lira 80 kuruşa satıyoruz. Size 7-8 lira bandına geliyor. Arada yine sanayici para kazanıyor. Köylü çiftçi para kazanmıyor.

Mehmet Vural Kazancı (Kiraz Karaburç Köyü): Yem fiyatları yükseliyor, süt yükselmiyor. Dolar yükseldiğinde yem yükseliyor. Dolar düştüğünde yem düşmüyor. Bu üretici olarak bize yansıyor ve biz hayvanlarımızı kesmek zorunda kalıyoruz.

Çanakkale’li kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması ile ilgili hukuksal mücadele başlattı

Telgraf Haber- Çanakkale’de bir grup kadın ”#çanakkalekadındayanışması” İstanbul sözleşmesinin uygulanması için basın toplantısı düzenledi. ”Danıştay’ı hukukun gereğini yapmaya, kararnameyi iptal etmeye davet ediyoruz.”denildi  

Batıdan doğuya ‘Hayatta kalma şarkıları’

Christina Soloyan ve Davit Avetisyan’ın yönetmenliğinde hazırlanan “Survival Songs: From West to East” belgeselinin fragmanı yayımlandı. Civilnet yapımcılığında hazırlanan belgesel, batıdan Doğu Ermenistan’a göç eden Ermeni toplumlarının hikayelerini ve şarkılarını bir araya getiren bir etnografik kolaj olarak tanıtılıyor.

Bir gün Zeki Müren’i seveceksiniz…

Merhaba Canım”, adlı bağımsız belgesel 1973 yılında, 25 yaşında hayatını kaybeden şair Arkadaş Z. Özger’in ötekilik ile temas eden hayatını anlatır.

Merhaba Canım 

Kendisine “Arkadaş” adını veren şair Zekâi Özger’in 25 yaşında cansız bedeninin bulunmasından yaklaşım yarım asır sonra, gecikmiş bir tanışma için…
….

ve bir gün hiç anlamayacaksınız

güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum

düşüverecek ellerinizden ellerinizden ve

bir gün elbette

zeki müreni seveceksiniz

(zeki müreni seviniz)               Merhaba Canım/1970



Filmin Konusu

“Merhaba Canım”, 1973 yılında, 25 yaşında hayatını kaybeden şair Arkadaş Z. Özger’inötekilik ile temas eden hayatını anlatır.

Sinopsis 

Belgesel Arkadaş Z. Özger’in yazıldığı dönemde tartışma yaratan, Merhaba Canım (Dost Dergisi-1970) adlı şiirinden alır.  Heteronormatizm’e karşı bir başkaldırı olan şiirde epizotlar halinde; şairin karakteri, ailesi, içinde yaşadığı toplumla ilişkisi ve 3 yıl sonra gerçekleşecek “beklenmedik” ölümü ile ilgili göndermeler bulunmaktadır.  Belgesel aynı epizotları bugün -şiirin yazımından 50 yıl sonra-  belgesel sinema olanaklarından yararlanarak takip eder.

“Merhaba Canım” Arkadaş Z. Özger’in şiirleriyle, ailesinin, yoldaşlarının, “dostlarının” anlatılarıyla, genç şairin hayatıyla etkileşen tavır ve olaylara sol resmi tarih söyleminin dışında çıkarak, ataerki ve ötekilik temas kurarak  “kayıp” bir portrenin izini sürer.

Binlerce yıllık dünya mirası İstanbul’a, Kuzey Ormanlarına bir darbe daha! #RantKanalı’nı bir de bizden izleyin!

Kuzey Ormanları ekosistemini ikiye bölecek, telafisi olmayan tahribatlar yaratacak,köyleri, tarım alanlarını, su havzalarını haritadan silecek!