KONYA – Elektrik, su, banyo, lavabo gibi en temel ihtiyaçlardan dahi mahrum bırakılan mevsimlik tarım işçileri, memleketlerinde iş olmadığı için “rezillik” olarak nitelendirdikleri koşullara katlandıklarını belirtti. Havaların ısınmasıyla birlikte mevsimlik tarım işçilerinin göçü de başladı. Urfa’dan 29 Nisan’da Konya’ya gelen binlerce tarım işçisi, hikayeleri farklı olsa da çadırlarda aynı koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Beslenme ve barınma başta olmak üzere birçok kötü koşullara karşı birlikte mücadele etmek zorunda olan işçilerin, sorunları da talepleri de ortak.
YÜK KADININ OMUZLARINDA
Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı köylerde çalışan işçilerin ne temiz suya ne elektriğe ne de hijyenik tuvalete erişimleri var. Yaşam koşulları bütün aile fertlerini etkilese de en çok kadınlar için zor oluyor. Tarladaki mesai akşam saatlerinde erkekler için bitse de kadınlar için çadırlarda devam ediyor. Yemekleri ateşte pişiren kadınlar, ateş için kullanılan odunları da tarla ya da çevreden toplamak durumunda. Çadırların bulunduğu bazı yerlerde su hattı çekilirken bazı yerlerde ise suyu en yakın köyün camisinden taşımak yine kadınların omuzlarında.
ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN UZAK
Çadırların arasında koşuşturan çocukların yüzü güneşten yanmış, üstü başı toz toprak içinde. Aileleriyle birlikte kent kent dolaşmak zorunda olan çocuklar, eğitim hayatına son veriyor ya da yılın sadece 6 ayı okula gidebiliyor. Sürekli kent değiştiren aileler, çocukların eğitimden uzak kalma durumunu da “mecbur” diyerek özetliyor. İşçiler, ya kendi kentlerinde iş imkanlarının yaratılmasını ya da göç etmek zorunda kaldıkları bölgelerde uygun yaşam koşullarının sağlanmasını istiyor.
YOL MASRAFLARI KATLANDI
18 yıldır mevsimlik tarım işçiliği yapan Kadir Çiftçi, kent kent gezdikleri için en büyük kızını okuldan almak zorunda kaldığını söyledi. Şu an bulundukları yerde su aboneliği açtıklarını belirten Çiftçi, “Su ihtiyacımızı karşılıyoruz ama bazı yerlerde bunu karşılamıyoruz. Yağmur sularıyla ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz” dedi. Kendi aracıyla Urfa’nın Haliliye ilçesinden Cihanbeyli’ye geldiğini aktaran Çiftçi, “Geçen sene 500-600 TL harcayarak geldim buraya. Bu sene ise bin 700 TL harcadım sırf yol için. Kışın bir iş yapamıyoruz. Urfa’da çalışma imkanım olsa buraya gelmem. İmkan olmadığı için geliyoruz. Urfa’ya döndüğümüzde 5-6 ay hiçbir iş yapamıyoruz. Mayıs’ın 10-15’inde burada işler başlıyor. Kendimizi anlatamıyoruz belki ama hayat şartları kendini anlatıyor” ifadelerini kullandı. SİYASİ PARTİLERE ELEŞTİRİUrfa’nın yüzde 20-25’inin kent kent gezerek, çalışmak zorunda kaldığına işaret eden Çiftçi, belediye ve siyasi partilerin mevsimlik tarım işçilerine yönelik bir çalışmasının olmamasını eleştirdi. Çiftçi, “Bazen gazetecilerin yaptığı haberlerden görüyoruz, birkaç milletvekili, birkaç kurum sırf fotoğraf çekinmek için geliyor” dedi.
JANDARMADAN BASKI
Cihanbeyli’ye gelmeden önce Hatay’da çalıştığını belirten Çiftçi, “Bazen karakollardan baskı gördüğümüz bile oluyor. Bir hafta önce Hatay’daydım jandarma bizi zorla çalıştığımız yerlerden kaldırdı. ‘Kirlilik yapıyor, yola engel oluyoruz’ gerekçesiyle. Kendi şehirlerimizde iş imkanı verilmiyorsa burada bize tuvalet, su ve elektrik imkanı sağlanmalıdır. Çocuklarımız okula gidemiyor, devletten bunları talep ediyoruz” diye belirtti.
MESAİ SABAH 06.00’DAN AKŞAM 20.00’A KADAR
33 yıldır mevsimlik tarım işçisi olarak kent kent gezen İbrahim Serek de, memleketlerinde çalışma imkanlarının olmamasından dert yandı. Serek, şunları anlattı: “Buradan kazandığımızla hayatımızı geçindiriyoruz, idareli kullanırsak geçiniyoruz, yoksa geçinemiyoruz. Urfa’da çalışamıyoruz, kimisi borçlanıyor buradan kazandığıyla borçlarını ödemeye çalışıyor. Buraya kendi aracımızla geliyoruz, aracı olmayan araç kiralıyor. Geçen yıl 500 TL olan benzin masrafı bu sene 2 bin 500 TL’ye çıktı. Tarla sahipleri önceleri zamanında ödeme yapıyordu ama şimdi öyle değil harmana erteliyorlar. ‘İki ay sonra ödeyelim’ diyorlar. Su, elektrik, konteyner istiyoruz, geçen burada bir yağmur yağdı hep sel oldu, çadırların içi su doldu. Bizimki rezillik. Sabah 6’da gidiyoruz akşam 8’e kadar çalışıyoruz. Güneşin altında yemeğimizi yiyip, çalışmaya devam ediyoruz.”
120 BİN TL’LİK BORCU İÇİN ÇALIŞIYOR
Görüştüğümüz kadın işçilerden K.N., isminin yazılmasını istemiyor ancak biriken sorunları tek tak anlatıyor. K.N., “İki ay Konya’da kalacağız daha sonra kiraz ve patates toplamaya gideceğiz. Yılın 6 ayı dışarıda kalıyoruz. İki çocuğum fabrikada çalışıyordu ama işten çıkarıldılar. Sonra iş bulamadılar o yüzden geldik. Yaklaşık 120 bin TL borcumuz var, buradan kazandığımızla onun bir kısmını kapatacağız” diyerek yaşadıkları ekonomik krize değindi. Kaldıkları çadırlarda su ve elektriğin olmadığını belirten K.N., “Çamaşırları gelinim elde yıkıyor, elektriğimiz yok, yemeği ateşte yapıyoruz. Kocam rahatsız, 20 yıldır mevsimlik tarım işçiliği yapıyoruz sabah saat 05.30’da kalkıyoruz, akşam 19.30- 20.00 gibi iş bitiyor. Buradan kazandığımız yetmiyor. Ya 20 bin TL kalacak ya da kalmayacak. Kışın buradan kazandığımızı harcıyoruz” ifadelerini kullandı.
ELEKTRİĞİ AKÜDEN KARŞILIYORLAR
Belediyelerin kendilerine su hizmeti vermediğini dile getiren Mehmet N. de “Elektriğimiz yok, tuvaletimiz yok. Su ise kimin tarlasına çalışmaya gitsek tankerle o getiriyor” diyerek yaşadıkların sorunlara dikkat çekti. Arabaların aküleriyle telefonlarını şarj ettiklerini belirten Mehmet N., “Bir yılda kazandıklarımız yetmiyor artık. Elektrik 3 buçuk kat arttı, su öyle yani işimiz zor. 100 bin TL borcum var. Kredi çektim ayda 6 bin ödemem var” dedi.
MA / Berivan Kutlu – Fırat Can Arslan