“Küresel Problemler Küresel Çözümler Gerektiriyor!”
Gretha Thunberg
9-11 Nisan tarihleri arasında 60 ülkeden 10 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen Küresel
Adil İyileşme Buluşması açılış toplantısında iklim krizi hakkında “İşte Bu Herşeyi Değiştirir”
kitabının yazarı Naomi Klein moderatörün Covid 19’un hayatımızda nasıl bir değişime yol açtığı
sorusuna verdiği yanıtta bilim kurgu yazarı Kim Stanley Robinson’un pandeminin başlangıcında
yazdığı “Şu anda senaryodan o kadar uzağız ki; hep birlikte bir bilim kurgu romanı yazıyormuşuz
gibi.” sözlerini hatırlattı.
Geçen bir yıl içinde tüm dünyada çok hızlı bir dönüşüm yaşandı. Bu dönüşümün istediğimiz yönde
olmadığı açık. Pandemi öncesinde var olan ekonomik krizin, ekolojik krizin, eşitsizliklerin,
adaletsizliğin, inkarın, şiddetin katlanarak üzerimize geldiği çoklu bir kriz sarmalı içindeyiz.
Değişimin yavaş olacağına dair iddialar, toplumsal değişim yerine teknik çözüm önerileri ne kadar
çaresiz.
Yeni Bir Toplumsal Sözleşme
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin 1 Mayıs 2021 ortak basın açıklamasında ifade ettiği gibi:
“Dünya kapitalist sisteminin yarattığı eşitsizliklerin ağır sonuçlarını her gün yaşıyoruz. Sağlık
hizmetlerinin ve güncel olarak da COVID-19 aşısının bir ticari meta haline gelmesinin bedelini
insanlık ağır biçimde ödüyor. Ve bu koşullar altında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu 1 Mayıs 2021’de “Yeni bir toplumsal sözleşme ve herkese aşı hakkı” mücadelesini büyütme çağırısı yapıyor.”
Adil dönüşüm talebi küresel düzeyde yayılıyor. Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu
(ITUC) için, adil dönüşüm “sendika hareketlerinin uluslararası düzeyde toplumla paylaşabileceği, daha sürdürülebilir bir topluma geçiş ve makul işler ve hayatlar sağlayabilecek yeşil ekonominin kuruluşu için bir umut” niteliği taşıyor. En önemlisi, ITUC’e göre küresel bazda çevre adaletsizliğine sebep olan karbon yoğunluklu gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve düşük karbon seviyeli, çevre riski yüksek düşük ekonomili ülkeler meselesiyle yüzleşmek. Emeğin küresel bazda tuttuğu yer anlaşılmadan küresel ısınma ve enerji gereklilikleri konusunda hiçbir soruna çözüm bulabilmek mümkün olmayacak.
Adil Geçiş Süreci
Adil geçiş kapitalizmin somut olarak reddine işaret ediyor. “İklimi Değil Sistemi Değiştir” bir slogan olmanın ötesine geçecekse, tümden yeni bir üretim ilişkisini gerekli kılıyor. Pandemi sonrası yıkıcı normalleşme trenini beklemeden bugün sürmekte olan mücadeleleri genelleştirmeli ve otoriter rejimlerin karşısına adil geçiş süreci taleplerimizle çıkmalıyız. Ortak Eylem Planımızı tüm demokrasi güçleriyle birlikte müzakere ederek somutlaştırmaya ve geliştirmeye ihtiyacımız var.
Öneriler:
Herkese yeşil istihdam;
Gıda ve su güvenliği;
Parasız eğitim, parasız sağlık, herkes için aşı;
Hızlı, etkin, parasız kamusal ulaşım;
Çalışma saatleri kısaltılsın;
Bakım emeği toplumsallaşsın:
İstanbul sözleşmesi uygulansın;
Tüm göçmenlerin beslenme, barınma, sağlık, eğitim, entegrasyon, serbest dolaşım ve yerleşim hakları tanınsın;
Gıda üretimi ve dağıtımında yerel gıdanın egemenliği sağlansın, kirletici endüstriyel tarım ticareti son bulsun;
Tarım eko-sistemleri ve toprak verimliliği yenilensin;
Pandemilere yol açan, türleri sermayenin kölesi haline getiren endüstriyel hayvancılık durdurulsun;
Biyoçeşitlilik korunsun;
Ekosistemlerin mega projeler adına yok edilmesi durdurulsun, Kanal İstanbul projesi iptal edilsin;
Enerji sisteminde karbon temelli yakıtlar ve bio-yakıtlar yerine toplumun kontrolünde temiz enerji kaynakları (rüzgar, jeotermal, dalga ve hepsinden önemlisi güneş enerjisi) kullanılsın;
Küresel ısınmayı sınır değer kabul edilen sanayi öncesi zamanlara göre 1.5⁰C’lik ısınmada tutmak için fosil yakıtlar yer altında bırakılsın;
Üretimde israf, planlı eskime, rekabet, kirliliğe dayalı tüketim ve inşaat modelleri yerine sadece sürdürülebilir, geri dönüştürülebilir ürünler üretilsin ve yeşil yapılar inşa eden üretim modelleri
uygulansın.
Telgraf’ın yolu açık olsun, “başka bir dünya mümkün” diyenlerin sesini ve eylemini büyütmeye
vesile olsun.
Çok beğendim.. Başarılar..