Halong Körfezine sabahın erken saatlerinde yol alıyoruz. Vietnam’ın kuzeydoğusundaki Quang Ninh Eyaleti içindeki Tonkin Körfezi’nde yer alan Ha Long Körfezi 440 km2 alana sahip olup yaklaşık 1.600 ada ve adacık içeriyor. Adaları bazı şekillere benzetmek çok mümkün.

“Alçalan Ejderha” anlamına gelmektedir. Doğu Asya’nın önde gelen tatil merkezleri arasında bulunan koy 1994 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dalmıştır.

Ha Long Körfezi tarihi ve kültürel bir kalıntı olarak 1962’de Ulusal Peyzaj Sit Alanı olarak sınıflandırılmış. Daha sonra 2009’da değiştirilen Kültürel Miras Yasası kapsamında Özel Ulusal Peyzaj Sit Alanı olarak belirlenmiş olan arazinin kullanım hakkı Yerel İdareye aitmiş.

Turizm, deniz taşımacılığı, balıkçılık günlük aktivitelerinin yoğun olduğu bu bölgenin yönetimi, tüm adaların kayıt altına

alınmasından bu yana sıkı bir düzenleme ve kontrol ile yürütülüyor.

• HALONG KÖRFEZİ EFSANESİ  

Rivayet edilene göre çok eski zamanlarda Vietnam yeni kurulurken halk denizden gelen tehlikelere karşı savaşmış. Halkın bu durumuna üzülen ve çözüm aramak isteyen İmparator yardımcı olması için gökten Anne Ejderha ve çocuklarını indirmiş. Güçlü düşmanlar saldırırken anne ejderha ve çocukları ağızlarından alev saçarak Vietnam halkına yardım etmiş. Ejderhalar buraya bir savunma hattı oluşturmuşlar Düşman gemileri yanıp kül olmuş böylece. Vietnam saldırıdan kurtulunca binlerce yıl sonra bu savunma hattı adalara dönüşmüş. Bu yüzden halk buraya Ha Long yani ‘İnen Ejderha’ adını vermiş. Burada çocuk ejderhaların indiğine inandıkları yere ise ‘Bai Tu Long’ demişler. Bunun anlamı da ‘Anne ejderhanın çocuklarına teşekkürler’ demek oluyor.  

• GEZİ

Adaların çoğunun ıssız olduğu görülüyor. Muhteşem bir deniz manzarası ile karşı karşıya kalınıyor.

Jeolojik yapı konusunda pek söz edemem ama görebildiğim kadarı ile kireçtaşı ağırlıklı bir yapı olduğunu zannediyorum. Çeşitli mağaralar, koylar, sarp yamaçlar ile şaşırtıcı görüntüler ardı ardına geliyor.

Körfezin Eylül – Mayıs dönemi göreceli olarak ziyarete daha uygun dönemler. Aralık –  Mart bir nebze daha sisli ve serin olabiliyor.

Bölgeye her yıl çok sayıda turist ziyareti var. Sahilden önce 20-25 kişilik yardımcı tekneye biniliyor ve mutlaka cankurtaran yelekleri giyiliyor. Sonra grubun büyüklüğüne göre çeşitli büyüklüklerdeki gemilere transfer olunuyor. Gemilerdeki kabinlere ikişer kişi yerleşiliyor.

Odalar rahat, klimalar var ve yeterli. Tuvalet ve banyolar temiz. Ancak odayı teslim aldığınızda klimanın çalıştığını, sifonun işlediğini ve suyun boşaltabildiğini kontrol etmek faydalı olmaktadır.

Gemi personeli çok nazik ve yardımsever. Kahvaltı ve öğün yemekleri çok zengin. Akşam yemeğinde geleneksel yemekler bolca ikram ediliyor. Çorba, balık, et, tavuk, sebze, börek gibi çeşitler masaya arka arkaya geliyor. Çeşitli içkiler mevcut ancak gezinin çok yerinde olduğu gibi seyahate çıkmadan çantalarımıza yerleştirdiğimiz içkilerimizi yemeğe eşlik ettiriyoruz.

Gemi geziye başlıyor ve saatlerce adalar arasında geziliyor. Geceleme için bir koyda demirleniyor. O gün içinde önce yardımcı tekneye binip bir sal üzerindeki aktivite merkezine gidiliyor. Orada mayolarınızı giymiş olarak ve ikişer kişi olarak kanolara biniliyor ve yaklaşık 30 dakika kürek çekildikten sonra bir sahile varılıyor. Burada dinlendikten sonra veya meraklıysanız deniz kabukları toplayıp kanolara binip peşinizden gelen yardımcı tekneye bağlanıyorsunuz. Tekneye çıkıp denize atlamak zevkine varıyorsunuz. Su Ocak ayı ortalarında 22 derece mertebesindeydi, harika bir süreç yaşıyorsunuz. Sonra ana gemiye dönüyorsunuz.

Ertesi günkü aktivitede ise yine yardımcı tekne sizi 15 dakikalık bir gezi ile sunalar üzerine kurulmuş bir tesise getiriyor. Burada önce denizde yaşayan insanlar/aileler hakkında bilgi alıyorsunuz. 

Uzun zamandır bölgede bin nüfusa sahip duba üzeri kurulmuş prefabrik evlerden oluşan kümelerde yaşayanlar buradan çıkmak istemiyorlarmış. Zira burada topladıkları deniz ürünlerinin satışından elde edilen gelir ile yetiniyorlar ve çocukların da eğitiminden kaçınıyorlarmış. Bölge okulu açılmış ama rağbet çok sınırlı kalınca kapanmış. Sonraları ana karada çocuklarını okula göndermeye razı olan aileler olmuş; zira Mayıs Kasım ayları arası dönemde zaten fırtınaların etkisi ile su köyünde yaşam imkânsızlaşabiliyor ve idare onları karaya geçmeye teşvik ediyor.

Su köyünde genellikle deniz ürünleri ile besleniliyor. Yağmur zamanı yağmur suyu biriktiriliyor diğer kurak zamanda ise kamu deniz tankeri su taşıyor ve dağıtıyor. Sağlık konusunda da köyde hemşire ve doktor olmadığı için hastalandıklarında tepelere tırmanıp topladıkları otlardan ilaç yapaya çalışıyorlar. Ancak bu dik kayalar ve yırtıcı kuş saldırısı nedeni ile tehlikeli oluyor. Ana karadan yardım talep ediliyor ve ili saat içinde hastaneye varmak mümkün oluyor.

Her evin köpekleri var ve bunlar aile balığa çıktığında koruma görevi yapıyor. Özellikle karga ve Kartal türü kuşların balık stoklarına karşı saldırmaları halinde koruma görevlerimi ifa ediyorlar.

Seyahat ana karaya çıkarak sona eriyor. Çıkmadan extraların ödenmesi ve masalara bırakılan zarflara bahşişlerin koyulmasını unutmamak gerek.

İnsan bu körfezin oluşumuna  ve bugünkü yapısına bu kadar etkileyici bir bölge az bulunduğu için heyecan duymakta ve son derece etkilenmektedir.

Muhtemelen uzun Jeolojik dönem süresince denizin kireçtaşı yapılarını alttan oyması sonucu konik tepe kümelerinin oluşması muhtemel görünüyor.

Bugün için adalar-tepeler yüksek düzeyde doğallıklarını koruyorlar ve uzun bir geçmişe rağmen bozulmayan yapılar her ziyaretçiyi muhtemelen bu dünyadan kısa bir süre için de olsa alıp götürmüştür.

VİETNAM – KAMBOÇYA İZLENİMLERİ

1. BÖLÜM / VİETNAM – HİNDİÇİN
2. BÖLÜM / VİETNAM SAVAŞI – HO CHİ MİNH
3. BÖLÜM / HO CHİ MİNH ŞEHRİ ve MEKONG DELTASI
4. BÖLÜM / HANOI – HO CHİ MİNH MOZOLESİ – İNCİ – BAKHAN KÖYÜ
5. BÖLÜM / HALONG KÖRFEZİ
6. BÖLÜM / SOSYAL KONULAR
7. BÖLÜM / KAMBOÇYA
8. BÖLÜM / SİYASAL ANALİZ