Bir süredir Marmara Denizi’nde görülen ve son olarak da Karadeniz kıyılarında gözükmeye başlayan deniz müsilajlarına karşı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sessizliği Meclis gündemine taşındı.
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevap vermesi talebiyle soru önergesi hazırlarken, hem balıkçılar açısından bir sorun yaratan hem de insan sağlığını da tehdit edebileceği belirtilen müsilajlar için bakanlığın neden harekete geçmediğini sordu.
Halk sağlığını tehdit ediyor
Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan ve İstanbul’dan Gemlik’e, Erdek’ten İzmit’e hemen her sahilinde görülen müsilajı (deniz salyası) deniz canlılarının yaşamını tehdit etmesinin yanı sıra insan sağlığına etki edebileceği endişesi yaratmıştır.
Balıkçıların üç aydır sorun yaşamasına neden olan ve müsilaj adı verilen “deniz salyası” olarak da bilinen kalın örtünün sebebini uzmanlar daha arıtılamadan atılan atıklara bağlamaktadır.
Büyük oranda arıtılmadan denize bırakılan atıkların yarattığı deniz salyası nedeniyle sahilleri kaplayan beyaz örtünün, balık ağlarını tıkaması nedeniyle balıkçıların balık tutamamasına, tutulabilen balıkları yemenin ise güvenli olup olmayacağı konusunda da tartışma yaşanmaktadır.
Bilim insanları, deniz salyasının oluşmasında başka nedenlerinde olduğu, küresel ısınma kaynaklı yükselen deniz sıcaklıklarının durumu kötüleştirmiş olabileceğini de söylemektedir.
Deniz salyasının (müsilajın) Marmara Denizi’nde 30 metreye kadar çöktüğü tahmin edilmektedir.
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu ise şu soruları sordu:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, Marmara denizinde oluşan deniz salyasının önlenmesi için bir politikanız var mıdır?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, Marmara denizinde oluşan deniz salyasının temizlemesi için bir çalışmanız var mıdır?
Marmara denizi sahillerinin deniz salyası ile kaplanması, arıtma tesislerinin yetersizliğinden mi yoksa denetimsizlikten mi kaynaklanmaktadır?
Arıtılmadan Marmara denizine bırakılan atıkların, derin deniz deşarjı ile Karadeniz’e gideceği beklentisinin bu kirlenmeye etkisi var mıdır?
Marmara denizinden geçen tüm gemilerin atıklarını denetleyen bir mekanizma var mıdır?
Marmara denizi çevresinde bulunan bütün fabrikaların arıtma tesisleri var mıdır?
Marmara denizinin böyle bir kirliliğe maruz kalmasında Bakanlığınızın uygulamaları nedeniyle sorumluluğu bulunanlar hakkında soruşturma açılacak mıdır?
Marmara denizi böyle bir tehlikeli ile karşı karşıya iken bakanlığınız neden harekete geçmemektedir?