Dizinin diğer bölümleri için:

DİZİ | Dünya üzerindeki yapay su kanallarının yapılış amacı – Mimar Zafer Şimşek [2]

DİZİ | Milyar dolar mı, milyon dolar mı? – Mimar Zafer Şimşek [3]

“Dünya’daki ekonomik faaliyetlerin her geçen yıl artması, İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısının da buna paralel olarak artmasına sebep olmuştur. Yılda ortalama 50.000 geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri 698 m olan doğal bir su yolu olup, ticari gemiler Montrö Boğazlar Sözleşmesi kapsamında Boğaz’dan geçiş yapmaktadır. Ancak, Montrö Sözleşmesi’nin imzalandığı 1930’lu yıllarda Türk Boğazları’ndan yılda geçen gemi sayısı 3.000 mertebelerinde iken günümüzde gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle, akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, dünya mirası kent üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmakta, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş güzergahının planlanmasını zorunlu hale getirmektedir“

Yukarıda okuduğunuz bu paragraf Kanal İstanbul Nihai ÇED Raporunda, projenin tanımı ve amacı başlığında, bölüm 3-1, sayfa 104, birinci paragrafta geçiyor.

Peki gerçekten İstanbul Boğaz’ında bu derece risk mi var ve bu kanal zaruriyetten dolayı mı yapılmak zorunda?

Fotoğrafın üzerinde yazan yazıdan da anlayacağınız gibi MSC OSCAR gemisi, dünyanın en büyük konteyner gemisidir. 400 metre uzunluğu ve 59 metre genişliği ile 4 futbol sahası büyüklüğünde olan bir gemidir. Binlerce konteyner yük taşıma kapasitesine sahip.

Bu gemiyi size neden tanıttım ?

Bu geminin kaptanına binlerce konteyner içinde, tehlikeli ve yasa dışı bir şey olup olmadığını sorduğunuzu farz edin.

Kaptan da size tehlikeli ve yasa dışı bir yük yok diyor.

Ama siz bu kaptanın geçmişte de bu tür işler yaptığını, yine bu soruyu sorduğunuzda, size aynı cevabı verdiğini ve sizin de bu cevap yüzünden başınıza işler açıldığını düşünün. Yani bu geminin kaptanı sizi geçmişte bilinçli şekilde yanıttı.

Şimdi doğal olarak yapmamız gereken nedir?

Tabii ki kaptanın sözüne inanmayıp konteynerlerin içine tek tek bakıp emin olmaktır.

İşte Kanal İstanbul’da dünyanın en büyük yapay kanal projesidir. Yukarıdaki gemi örneğindeki kaptan gibi, biz bu projenin kaptanını da daha önceden biliyoruz. Bu sebepten dolayı Kanal İstanbul projesini tüm yönleriyle ele alacağız ve kaptanın dediğine değil, bilimin ve matematiğin bize ne dediğine bakacağız.

Bu anlatıyı yaparken bilimsel ve kaynağı olan verilere başvuracağız. Farazi şekilde ve varsayımlarla hareket etmeyeceğiz. Ara ara kaptan örneğindeki gibi hikayelere başvuracağız. Biraz üst başlık olarak nelere bakacağımıza değinirsek:

• İstanbul Kanalı değil de, neden Kanal İstanbul diye adlandırıldı?
• Bülent Ecevit neden Kanal İstanbul’dan vazgeçti?
• Kanal İstanbul hikayesi nereden başladı?
• Suriye iç savaşının Kanal İstanbul ile bağlantısı ne?
• Çin’in Doğu Türkistan soykırımının Kanal İstanbul ile bağlantısı ney?
• Neden özellikle Sazlıdere-Küçükmece güzergahı?
• Kanal’ın gerçek maliyeti, hafriyatı ve süresi ne kadar?
• Kanal ile Türkiye Cumhuriyeti çökertilmek mi isteniyor?
• Bir bina yöneticisi İstanbul Kanalı’nı hangi örnek ile anlattı?
• Boğazlardan daha fazla gelir elde etmek mümkün mü?
• Kanal İstanbul’un gerçek maliyeti neden saklanıyor?
• Kanal İstanbul mazlumların projesi mi yoksa mazlumlaştıracak proje mi?
• Kanal İstanbul diğer mega projelerden neden tamelden çok farklı?
• Halka rağmen Kanal İstanbul yapılabilir mi?

Bunları ve daha fazlasını bir yazı dizisi halinde inceleyeceğiz.

Ben kim miyim ?

Mimar Zafer Şimşek; yüksek lisans eğitiminde tez çalışmalarına devam etmekteyim. Tez konum “Sürdürülebilir Kentler Gelişim Sürecinde Mega Projeler; Kanal İstanbul Projesi Üzerine Değerlendirme”. 3 yıl 6 aydır Kanal İstanbul üzerine her yönüyle çalışmalar yapmaktayım. 2014 yılından itibaren ise de ‘Mimarlık’, ‘Mimarlık ve Kentleşme İlişkisi’ ,‘Mimarlık ile Siyaset İlişkisi’, Mimarlık ve Kült Liderler İlişkisi’ ve ‘Türkiye Seçimler Tarihi ve Siyasi Seçmen Analizi’ alanında çeşitli araştırmalar yapmakta ve yazılar yazmaktayım.